abus
Dil: Arapça ʿabūs
-
[sıfat, eskimiş, mecaz, zarf]
somurtkan
- Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür.
-
[sıfat, eskimiş, mecaz, zarf]
Çatık, asık (yüz)
- Genç, esmer kız tahayyül ediyor, zihninde müphem hayallere karışan abus suallere cevap veremiyordu.
-
[sıfat, eskimiş, mecaz, zarf]
Garip ve acayip olan
- Zira o abus aydınlık, dört asır katakomplarda yaşamaktan kalma bir yer altı hüznünün yadigârıdır.
-
[sıfat, eskimiş, mecaz, zarf]
İnsana baskı yapan, olumsuz etki eden
- Hiçbir müstebit efendi huysuz bir zevç kadar müşkülpesent ve zalim değildir. Daima abus durur.
- [sıfat, eskimiş, mecaz, zarf] Somurtkan hâlde, somurtarak