ak
Dil: Türkçe
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Kar, süt vb.nin rengi; beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Ak sakallı hâkim, enfiyesini çekerek bu iki yabancının davasını dikkatle dinledi.
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Bu renkte olan
- Bir gözünde akı var.
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz]
Beyaz leke
- Ak günler göresin.
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz] Temiz olan
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz] Dürüst olan
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz] Sıkıntısız, rahat, huzurlu, güzel olan