aksi
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
karşıt
- Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
Uygun olmayan
- Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik.
-
[sıfat, mecaz, mecaz, mecaz]
inatçı
- Ben bu aşçı kadar çılgın ve aksi insan görmedim.
- [sıfat, mecaz, mecaz, mecaz] hırçın
- [sıfat, mecaz, mecaz, mecaz] huysuz