alengirli
Dil: Türkçe
-
[sıfat, argo]
gösterişli
- Sonra da sofraya alengirli bir semizotu yemeği getirir.
-
[sıfat, argo]
Karmaşık olan, anlaşılmayan
- Sayfalar arasına serpiştirdiği alengirli sözlerinse ileride kilidi açmaya, düğümü çözmeye yaradığı görülecektir.
-
[sıfat, argo]
İleride sakınca çıkarabilir, sorun olabilir (iş vb.)
- Anlamıştım zaten alengirli bir iş olduğunu... Yoksa şoför tutmak için beyler adamların ayaklarına gelirler mi hiç?
-
[sıfat, argo]
Tuhaf, şaşırtıcı
- ... en çok da Ender’in attığı alengirli penaltıları yiyip, üstelik kolunu sakatlayışına katıla katıla güldü.