alevlenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Yanmaya başlamak
- Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Sıcaklığı artmak
- İki eski arkadaş ansızın alevlenen hatıralarının şaşkınlığıyla bir müddet manasız manasız bakıştılar.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Şiddeti artmak
- Bu ağza alınmaz söz üzerine karşıdakiler birden alevlendiler.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Çok öfkelenmek