anahtar
Dil: Rumca
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo]
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç; açacak, açar, açkı, miftah, dil (I)
- Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı.
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo]
kurgu
- Sardalya kutusunu açmaya yarayan anahtarı çarçabuk temin ederdi.
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo]
Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol
- Biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır.
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo]
Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç
- Anahtar parti.
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo]
Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet; açacak
- Sol, do ve fa olmak üzere üç anahtar vardır.
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] Bir şeye ulaşmada veya onu elde etmede yardımcı olan şey
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] Herhangi bir olayda belirleyici olan
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen; çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] Piyano, ut, kanun gibi çalgılarda ayar aleti
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz, fizik, müzik, müzik, argo] rüşvet