ancak
Dil: Türkçe
-
[zarf, bağlaç]
"Yalnızca" anlamında, sınırlama bildiren bir söz
- Hasan, bu sefer kendisine ancak seyyar tuluatçıların arasında bir yer bulabildi.
-
[zarf, bağlaç]
"En çok, daha çok, güçlükle, ucu ucuna, zorla" anlamlarında, bir şeyin daha çoğunun, ilerisinin olmadığını gösteren bir söz; anca, dar (I), gücün, olsa olsa
- Bir yıl sonra ancak Çamlıbel'de buluşabilmişlerdi.
-
[zarf, bağlaç]
En erken
- Sinema ancak saat yarımda bitmişti.
-
[zarf, bağlaç]
Aykırılık bildirmek amacıyla başına geldiği cümleyi önceki cümleye bağlayan bir söz; lakin
- Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır.