aramak
Dil: Türkçe
-
[-i, mecaz]
Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak
- Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı.
-
[-i, mecaz]
Bir yerde bir şey bulmak için bakmak, araştırmak
- Ceplerini aramak.
-
[-i, mecaz]
Ziyarete, hatır sormaya gitmek
- Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran!
-
[-i, mecaz]
Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek
- Seni çok arıyorum, Ziyacığım.
-
[-i, mecaz]
Önem verip istemek
- Ben böyle şeyleri aramam.
-
[-i, mecaz]
Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek
- Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor.
- [-i, mecaz] Şart koşmak