arkalanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, -e, mecaz, -i]
Kendisine yardım edilmek, destek olunmak
- Ancak o, askerî bir güç olmak yerine yardım faaliyetlerine arkalanan siyasi bir güç olmak niyetindeydi.
-
[nesnesiz, -e, mecaz, -i]
Arka vermek, destek olmak
- Mükerrem, Nizamettin'in taşıdığı Yılmaz'ı arkalandı. Nizamettin gibi çevik olan Mükerrem kısa boylu, pehlivan yapılıydı.
- [nesnesiz, -e, mecaz, -i] Arkasına almak; sırtlamak