artçı
Dil: Türkçe
-
[isim, askerlik, sıfat]
Geçmiş bir sanat veya edebiyat çığırını sürdüren sanatçı veya hareket
- Bu arada onların, kendi dönemleriyle artçısı oldukları dönemlerin edebiyatındaki yüceliğe kendiliğinden tutkuları, yaşayan edebiyattan hoşnutsuzluğa ister istemez yol açar.
-
[isim, askerlik, sıfat]
Yürüyüş durumunda bulunan bir askerî birliğin güvenliğini sağlamak için arkadan gelmek üzere bırakılan kıta; dümdar, öncü karşıtı
- Buna rağmen ordusunun artçısı olan süvariler durmaksızın ateş etmek zorundaydı.
-
[isim, askerlik, sıfat]
Arkadan gelen, sonra olan, öncü karşıtı
- Panayır zamanından bu yana saat yelkovanlarının artçısı binlerce günle gece geçirmemizin sonucu olarak uygarlıkta akıl almaz ilerlemeler kaydetmiştik.