aşağı
Dil: Türkçe
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf]
Bir şeyin alt bölümü; zir, yukarı karşıtı
- Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik.
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf]
Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
- On sekiz yaşından aşağı olanlar giremez.
-
[isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf]
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
- Bir gün içinde yukarıdan aşağı inmiştik.
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf] Niteliği düşük olan; adi
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf] Daha küçük, daha az
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf] Değeri daha az
- [isim, sıfat, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, sıfat, mecaz, zarf] Yere doğru