aşırmak
Dil: Türkçe
-
[-i, -den, -i, argo, -e, -i, edebiyat]
Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek; aşırtmak
- Partizanlar sınırdaki dağ geçitlerinden hocayı sırtlarında aşırdılar, İsviçre'ye, özgürlüğe ulaştırdılar.
-
[-i, -den, -i, argo, -e, -i, edebiyat]
Başkasına ait bir şeyi izinsiz olarak almak
- Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti?
-
[-i, -den, -i, argo, -e, -i, edebiyat]
Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak
- Padişahı aralarına aldılar ve harem kapısından içeriye aşırdılar.
- [-i, -den, -i, argo, -e, -i, edebiyat] Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek; intihal yapmak