ayak
Dil: Türkçe
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü
- Çimenlerin üzerindeki çiylerde güneşten düşmüş parlak elmas damlalarını inadına ayaklarıyla ezdi.
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri; bacak
- Köşede duran, ayağı kırık tahta sandalyeye oturdum.
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
Vücudun belden aşağı bölümü; bacak
- Ayağına bir pantolon çekti.
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi
- Senin ayağınla köye akşama kadar varamayız.
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
basamak
- Mânicilerin kafa yormadan buldukları ayaklar Cenap'ı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükler.
-
[isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz]
Futun küpü alınarak hesaplanan değer
- Dikme ayağı.
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi; kadem, fit (III), fut
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] göl ayağı
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Halk edebiyatında uyak
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden beşincisi
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Altılı ganyanda yer alan her bir koşu
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri
- [isim, anatomi, halk ağzında, coğrafya, edebiyat, edebiyat, matematik, spor, spor, madencilik, mecaz] Bir düşüncenin, bir yapının olmazsa olmazı sayılan, temelini oluşturduğu düşünülen şeylerin her biri