bağışlamak
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, mecaz]
Herhangi bir kötü davranış için ceza vermekten vazgeçmek; affetmek, affeylemek
- Çocuk elindeki çiçek demetini kumandanın ayağı altına atarak, babamı bağışlayınız, diyordu.
-
[-e, -i, mecaz]
Bir kimse, kuruluş veya ülke ayni veya nakdi varlıklarını kendi iradesi ile bir başka kişi, kurum veya tüzel kişiliklere karşılıksız olarak devretmek; bağış yapmak, hibe etmek, bahşetmek, teberru etmek
- Ödünç aldığı parayı bile kendinden daha ihtiyaçlısına bağışlayan ancak bir masal adamıdır, değil mi?
-
[-e, -i, mecaz]
Bir kişinin üzerinde bulunan görevi ve sorumluluğu kaldırmak
- Sizleri meraka sokmamı aranızda bulunmamın sevincine bağışlayın.
- [-e, -i, mecaz] Hoş görmek