başıboş
Dil: Türkçe
-
[sıfat, zarf, mecaz, zarf, mecaz]
Bir şeye veya kimseye bağlı olmayan
- Başıboş yaşayışa alışkın değildir.
-
[sıfat, zarf, mecaz, zarf, mecaz]
Bağlanmamış, serbest bırakılmış
- İstanbul'un başıboş köpekleri rahatça ömür sürmektedirler.
-
[sıfat, zarf, mecaz, zarf, mecaz]
(başı'boş) Yönetimsiz, baskısız, denetimsiz bir biçimde
- Günün birçok saatlerinde dar sokaklarda başıboş dolaşır, eski Anadolu evlerini seyrederdim.
-
[sıfat, zarf, mecaz, zarf, mecaz]
(başı'boş) Kendi isteğine göre, hiçbir etki altında kalmadan
- Geceye kadar başıboş, derbeder gezinip durdum.