batak
Dil: Türkçe
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz]
Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak
- İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar.
-
[isim, mecaz, sıfat, mecaz]
Kötü durum, içinden çıkılmaz iş
- Bu bataktan kendini kurtarmaya çalıştıkça büsbütün saplandığını dehşetle görüyordu.
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz] Elde bulunan kâğıtlara göre o turda kaç adet el kazanacağı üzerine tahminde bulunup en az, tahmin ettiği kadar el kazanmaya dayalı bir iskambil oyunu
- [isim, mecaz, sıfat, mecaz] Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış