bayatlamak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Bayat duruma gelmek, tazeliğini yitirmek
- Bayatlayan ekmeğin birçok değerlendirilme şekli vardır.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Güncelliğini, önemini, özelliğini yitirmek
- Ferit Rüheyma’ya dönerek manalı bir şekilde, ‘Bu felsefeler bayatladı artık güzelim!’ dedi.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Canlılığını yitirmek
- Fakat Kevser çayları dağıtıp da kapıdan çıkar çıkmaz hemen bayatlıyor içerinin havası, sedirdeki ihtiyarların gözleri çarçabuk küçülürken yüzleri tekrar karanlığa gömülüyor.