bedel
Dil: Arapça bedel
-
[isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf]
fiyat
- Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var.
-
[isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf]
Bir şeyin yerini tutabilen başka bir şey
- Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir.
-
[isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf]
Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse
- Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti.
- [isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf] denk (II)
- [isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf] Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para
- [isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf] Bir ücret karşılığında çalışan kimse
- [isim, sıfat, mecaz, askerlik, halk ağzında, zarf] Karşılık olarak