bindirmek
Dil: Türkçe
-
[-e, -i, -e, -e, -i]
Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak
- Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi.
-
[-e, -i, -e, -e, -i]
Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta çarpmak veya bir yere vurmak
- Kutay Yabgu onun frene basmasına aldırmadan tam gaz üzerine geldi ve Hakan’ın aracına arkadan bindirdi.
-
[-e, -i, -e, -e, -i]
Üzerine koymak
- Sahipsiz iyice ... Vergi üstüne vergi bindirmekte Moğol... Say ki kalıcı değil gidici...
-
[-e, -i, -e, -e, -i]
Birden bastırmak
- Hava gide gide karardı, sulu mulu kar bindirdi… Ardından bir rüzgâr.