bitişik
Dil: Türkçe
-
[sıfat, isim, isim]
Yan yana olan; muttasıl
- Mutfaktan bir yuvarlak gümüş tepsi içinde cezveyi, fincanları, bitişik şeker ve kahve hokkasını ve bunların ortasında ispirtoluğu getirdi.
-
[sıfat, isim, isim]
Yandaki, yanda olan
- Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.
-
[sıfat, isim, isim]
Bir yere yakın olan nokta, o yerin yakını
- Çoğunlukla oyun yerinin bitişiğinde bir çadır veya perdeyle kapatılabilecek bir yer yapılır, oyuncular burada hazırlanırlar.
-
[sıfat, isim, isim]
Yandaki ev, bina, oda vb
- Şakın şamata etmeyin, bitişikte İbrahim Bey yatıyor.