boyanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Boyama işi yapılmak
- Pencerelerin camları beyaz yağlı boya ile boyanmış.
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Makyaj yapmak
- Kadın aşırı boyanmıştı, adamın yüzü solgundu.
-
[nesnesiz, -e, mecaz]
Boya bulaşmak
- Kale yıkıntısına gelince durdu, gökyüzü kızıla boyanmıştı, güneş az sonra turuncu bulutların ardından görünürdü.
- [nesnesiz, -e, mecaz] Belli bir renge bürünmek