bükmek
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz]
Sertçe çevirmek
- Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı.
-
[-i, nesnesiz]
Birkaç tel ipliği burarak sarmak
- İpek bükmek.
-
[-i, nesnesiz]
Eğik duruma getirmek
- Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü.
-
[-i, nesnesiz]
İşaret koymak için kıvırmak
- Büktüğüm yeri kaybetmişim, nereye kadar geldiğimi bilmiyorum.