burun
Dil: Türkçe
-
[isim, anatomi, mecaz, coğrafya]
Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı; koku alma organı
- Uzun, ince, hep burun kanatları titreyen burnu, bir tilki burnu gibi durmadan koku arar duygusunu uyandırıyordu insanda.
-
[isim, anatomi, mecaz, coğrafya]
Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü
- Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum.
-
[isim, anatomi, mecaz, coğrafya]
Büyüklük taslama
- Burnundan yanına varılmıyor.
-
[isim, anatomi, mecaz, coğrafya]
Deniz içine uzanmış ince ve uzun kara parçası
- Güney kıyıları dantel gibi girintili çıkıntılı olduğu için kimi burnu aşarken denizden ayrılıyoruz.