çakılı
Dil: Türkçe
-
[sıfat]
Çivi, kazık vb. bir şeyle tutturulmuş
- Duvara çakılı büyük rakkaslı saati tamire götüren hademe, Reşat'ın omzuna adamakıllı bindirmiş.
-
[sıfat]
Çakılmış, bir şeye bağlı
- Genç kadın, forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu.
-
[sıfat]
Yeri değişmez, sabit
- Gülnaz için için ağlıyor, gözleri hep öyle döşemeye çakılı.