çalkalamak
Dil: Türkçe
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz]
Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak; çalkamak
- Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına!
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz]
İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak
- Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz]
Bir şeyi içinden su çarparak geçirmek yolu ile temizlemek
- Tabakları çalkalamak. Bardakları çalkalamak. Ağzını çalkalamak.
-
[-i, nesnesiz, nesnesiz]
Tahılı sarsarak kalburdan geçirmek, elemek
- Aşağıdan yavrum, aşağıdan diye göbek çalkalıyordu.
- [-i, nesnesiz, nesnesiz] Vücudun göbek, kalça vb. yerini sürekli oynatmak
- [-i, nesnesiz, nesnesiz] Kuluçka yumurtalarını çevirmek
- [-i, nesnesiz, nesnesiz] Sağlığının bozulmasına yol açmak