çalkanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Çalkama işine konu olmak
- Bu loş ve serin salonların altında Haliç'in denizliğini unutmuş, uslu suyu çalkanır.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Deniz, göl dalgalanmak
- Herkes, her şey bir bahar sevinci içinde çalkanır durur.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Haber, söylenti herkesin ağzında dolaşmak
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Coşkunluk, hareketlilik içinde bulunmak