camlaşmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Cama benzer duruma gelmek
- Camlaşmış aynanın, insanları çirkin göstermesine içerledi.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Duygusuz bir duruma gelmek, duygusunu yitirmek
- Şimdi Osmancık’a bakan, camlaşmış gözleriyle ve kenetlenmiş dudaklarıyla bakan bir tek kişi vardır.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Kemik vb. hemen kırılacak şekilde incelmek
- Kemikleri camlaşmış, beyni sulanmış, etleri erimiş bir ihtiyarın hâlâ istediği ölçüde egemen olması... Koca bir mahalleyi susta durdurması...