canlı
Dil: Türkçe
-
[sıfat, isim, isim, zarf]
Yaşamakta olan, yaşayan; diri
- Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı.
-
[sıfat, isim, isim, zarf]
Yerinde duramayan, hayat dolu olan; hareketli, zihayat, dinamik
- Yeni ufuklar arıyor, insanlarla daha geniş, canlı ilişkiler kurmak istiyordum.
-
[sıfat, isim, isim, zarf]
Güçlü, etkili olan
- Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar.
- [sıfat, isim, isim, zarf] Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk); ateş parçası
- [sıfat, isim, isim, zarf] Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan
- [sıfat, isim, isim, zarf] canlı yayın
- [sıfat, isim, isim, zarf] Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde