çekişmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, -le, mecaz, mecaz]
İki yönünden karşılıklı çekmek
- Halat çekişmek.
-
[nesnesiz, -le, mecaz, mecaz]
Bir şeyi birbirine karşı çekmek
- Bıçak çekişmek.
-
[nesnesiz, -le, mecaz, mecaz]
Aralarında ad, niyet, kâğıt veya piyango çekmek
- Kura çekiştiler.
-
[nesnesiz, -le, mecaz, mecaz]
Ağız kavgası etmek
- Seninle çekişmek lazım, büyük hareketlerin manasını anlamıyorsun.
-
[nesnesiz, -le, mecaz, mecaz]
Üstün gelmek için karşılıklı çabalamak; itişmek
- Takımımız birincilik için çekişiyor.