cemiyet
Dil: Arapça cemʿiyyet
-
[isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi]
dernek
- Gazi'nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var.
-
[isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi]
düğün
- Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti.
-
[isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi]
Bir olayı veya kişiyi kutlamak amacıyla bir araya gelen topluluk
- Bir hafta olmazdı ki bir mektebe başlama, bir sünnet, bir düğün, bir lohusa cemiyeti görmeyelim.
-
[isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi]
yüksek sosyete
- Sanatkârın, asıl cemiyete nüfuz eden büyük bir muallim olduğunu bilmemiz lazımdır.
- [isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi] Birbirine uygun veya zıt anlamlı kelimeleri tenasüp, tezat sanatları yoluyla bir araya getirme
- [isim, eskimiş, eskimiş, eskimiş, edebiyat, toplum bilimi] toplum