çevirmek

Dil: Türkçe

• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Bir şeyin yönünü değiştirmek
  • Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Öteki yüzünü görünür duruma getirmek
  • Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Döndürerek hareket ettirmek
  • Resimleri albüme yapıştırırken kocası da radyonun düğmesini çevirdi.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Yönetmek, idare etmek
  • Eteği belinde, bütün evi o çeviriyor.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   durdurmak
  • O hızla giderken bir taksi çevirdi ve tortop olup taksinin içine yuvarlandık.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek
  • Gündelik yaşamımızda, banka memurlarının sokaklarda bile bizi çevirip kredi kartı vermek için nasıl yırtındıklarını görüyoruz.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Geri göndermek
  • Olayı aydınlatacak her uğraşıyı geri çevirmiş, içine gömülüp tek gözyaşı dökmemişti.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek
  • Sözü işine geldiği gibi çevirdi.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Çevrilemek, tevil etmek
  • Romanlar, hikâyeler yazar; yahut Fransızcadan çevirirmiş.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Çeviri yapmak
  • Bağı duvarla çevirmek.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   kuşatmak
  • Babasıyla birlikte evimi otele çevirdiler.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek
  • Yine ne işler çeviriyorsun bakayım.
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Bir durumdan başka duruma geçmek
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   Kâğıt oyunu oynamak
• [-i, nesnesiz, -den, -i, -le, -e, -i, -e, -den, nesnesiz, nesnesiz]   İşlemek, yapmak