ciğer
Dil: Farsça ciger
-
[isim, mecaz, mecaz]
Akciğerlerle karaciğerin ortak adı
- Kiminin ciğerleri iflas etmiş, kiminin ise derisi hastalanmıştı. Ağızlarının içi bile hasta olanlar vardı.
-
[isim, mecaz, mecaz]
Hayvanlarda akciğer, yürek ve karaciğerin oluşturduğu takım
- Koyun ciğeri size kâfi değil mi? Bu koyun ciğerini ciğer saymıyor musunuz?
-
[isim, mecaz, mecaz]
Hayvanların karaciğerinden yapılan yemek
- Onca iştahlıyken yemeği unutuyor, önündeki ciğere dalgın dalgın bakıyordu.
-
[isim, mecaz, mecaz]
iç
- Deniz havasını çekiyorum ciğerlerime derin derin...
-
[isim, mecaz, mecaz]
Cesaretli, yürekli olma
- Onda bu işi yapacak ciğer var mı?