çıkış
Dil: Türkçe
-
[isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim]
Çıkmak işi
- Pencerelerden odaya giriş çıkış kolaydı.
-
[isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim]
Bir yerden çıkmak için kullanılan nokta
- Kaçmayı düşündüklerinde sokağın iki çıkışının da tutulduğunu gördüler.
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] yokuş
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Güreşte cazgırın alana çıkardığı pehlivanların izleyicilere doğru yürüyerek çalım yapmaya başlaması
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Mezuniyet, okul bitirme
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] çıkış belgesi
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Beklenilmeyen bir sırada yapılan sert konuşma
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Uçağın bir havaalanından başka bir havaalanına gitme süreci; sorti
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Kuşatılmış bir bölgedeki birliklerin yaptığı saldırı
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] Verilen bir işaretle yarışa başlama; depar
- [isim, spor, mecaz, askerlik, askerlik, spor, bilişim] çıktı