çıtlatmak
Dil: Türkçe
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Bir şeyden "çıt" sesi çıkarmak
- Asabiyetle parmaklarını çıtlattı.
-
[-i, -e, -i, mecaz]
Antep fıstığının kabuğunu aralamak
- Kim bana bu sevdanın sonu çıkmaz olduğunu hafif yollu çıtlatacak olsa kırılarak karşı çıkıyor, çıtlatana düşman kesiliyordum.
- [-i, -e, -i, mecaz] İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek
- [-i, -e, -i, mecaz] Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek