çokluk
Dil: Türkçe
-
[isim, dil bilgisi, zarf]
Sayı veya ölçü yönünden çok olma durumu; çoğul, ekseriyet, kesafet, kesret, teklik karşıtı
- Güzel seslere fazla kapılma, onun çokluğu gönül öldürür.
-
[isim, dil bilgisi, zarf]
çoğunluk
- O akşam kibarların geleceğini, smokin hatta frakların çoklukta olacağını söyledi.
-
[isim, dil bilgisi, zarf]
İsimlerin, zamirlerin, iyelik eklerinin ve fiil çekimlerinin belirli dil bilgisel yollarla birden çok varlığı veya kişiyi bildirme biçimi; çoğul, cem: ağaçlar, biz, evimiz, beş elma, göreceksiniz vb
- Ben çokluk ata binmediğim için birkaç ay içinde at toplandı, semirdi ve güzelleşti.
- [isim, dil bilgisi, zarf] Sık sık, çokça, çok kez