çözmek
Dil: Türkçe
-
[-i, kimya, matematik, halk ağzında]
Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak
- Hatta annem eğildiği vakit önlüğünün düğümünü arkadan çözüyor, ayağa kalkınca önlüğün düşmesi ve annemin ‘Aaa yine çözmüş!’ diye bağırması en az benim kadar onu da neşelendiriyordu.
-
[-i, kimya, matematik, halk ağzında]
Düğmeyi iliğinden açmak
- Yalnız göğsünün düğmelerini çöz.
-
[-i, kimya, matematik, halk ağzında]
Saçı açmak
- Kır saçlı postacı bulmacayı çözmüştü.
- [-i, kimya, matematik, halk ağzında] Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak
- [-i, kimya, matematik, halk ağzında] Bir maddeyi çözücüyle çözündürmek, onun çözeltisini yapmak
- [-i, kimya, matematik, halk ağzında] Bir problemde aranan sonucu, belli ögeler yardımıyla ortaya çıkarmak; halletmek
- [-i, kimya, matematik, halk ağzında] Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek