çürük
Dil: Türkçe
-
[sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz]
Çürümüş olan
- Yabancı, kirli, çürük dişlerini göstererek gülümsüyordu.
-
[sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz]
Sağlam ve dayanıklı olmayan
- Çürükleri barındırmaz yaylaların yaylası.
-
[sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz]
Vurma veya sıkıştırma yüzünden vücutta oluşan mor leke
- Hemen her gece sille tokat adamakıllı dayak yiyor, her yanı çürük içinde.
-
[sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz]
İş göremez, hastalıklı olan
- Demek ki Fizan’dan Bitlis’e kadar Türkiye’nin zindanlarında prangaya vurulan yüzlerce, binlerce genç vatan evladı bu çürük dava yolunda can çekişiyor.
- [sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz] Sağlam bir temele veya kanıtlara dayanmayan
- [sıfat, isim, mecaz, mecaz, mecaz] sakat