çürümek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Genellikle mikroorganizmaların etkisiyle, kimyasal değişikliğe uğrayarak bozulup dağılmak; ufunet
- Sen toprakta çürürsün canım kardeşim / Ben ayakta
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Sağlamlığını, dayanıklılığını yitirmek
- Onun gelişine kadar da kağşamış, çürümüş, küflenmiş yapı ayakta kalamazdı.
-
[nesnesiz, mecaz, mecaz]
Vurulma veya sıkışma yüzünden vücutta lekeler oluşmak
- Hepsinin başında iş olmazsa ahlakça çürür insan.
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Yıpranmak, çökmek
- [nesnesiz, mecaz, mecaz] Bir düşünce temelsiz ve kanıtsız kalmak