dalgalanmak
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Üzerinde dalga oluşmak; çalkalanmak, talazlanmak
- Yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı.
-
[nesnesiz, mecaz]
Renk, ton değiştirmek
- Kadının simsiyah saçları, gelişigüzel rüzgârın önüne bırakılmış, dalgalanıyor.
- [nesnesiz, mecaz] Hareketli olmak
- [nesnesiz, mecaz] Tutarlı olamamak, tutarlı davranışlarda bulunamamak; yüzmek (I)