damıtmak
Dil: Türkçe
-
[-i, kimya, fizik, mecaz]
Bir sıvıyı buhar durumuna getirdikten sonra soğutup yabancı maddelerden arınmış hâlde yeniden damla damla elde etmek; imbikten geçirmek, taktir etmek
- Evinde kurduğu bir imbikten şeftali çekirdeğinin içindeki siyanürü damıttı.
-
[-i, kimya, fizik, mecaz]
Sıvı karışımlarda, karmaşık, değişken birleşimleri oluşturan ögeleri, özellikleri belirli ürünlere ayırmak; damlatmak
- Anadolu uygarlıklarının binlerce yıllık türkülerle fısıldadığı gerçekleri hümanist bir potada damıttı ve Ege insanına sundu.
- [-i, kimya, fizik, mecaz] Daha öz ve saf bir duruma getirmek