debelenmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Bir acının etkisiyle veya bir baskıdan kurtulmak için çırpınmak
- Polisler bu arada kurtulmak için çırpınan ve debelenen Sadi'nin ceplerini arıyorlardı.
-
[nesnesiz, mecaz]
Çırpınmak, tepinmek, kımıldanmak
- Kedi yerde kasıla gevşeye debeleniyordu.
-
[nesnesiz, mecaz]
Boşuna uğraşıp durmak
- Şu anda, dünyanın en büyük korkusu içinde debeleniyordu.