defolu
Dil: Türkçe
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Defosu olan, bozuk, kusurlu, ayıplı olan (kumaş, giysi, mal vb.); özürlü
- Fabrikada küçük de olsa defolu çıkan giysiler bir yere ayrılır, çok defolu olanlar çalışanların alabileceği gibi ucuz fiyatlarla satılırdı.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Olması gerekenin dışında olan (düşünce, davranış vb.)
- Defolu duygularla hayat sahnesine atılan insanlar, kaş yapayım derken göz çıkarır, öpeyim derken ısırır, iltifat edeyim derken hakaret ederler.
-
[sıfat, mecaz, mecaz]
Kusuru, ayıbı olan (kimse)
- Oysa halk, az çok defolu tipleri sever, bakınca bir şeye benzetemeyeceğin tipleri.