değmek
Dil: Türkçe
-
[-e, nesnesiz]
Herhangi bir değerde olmak
- Benim ömrümün üç günü üç yüz bin liraya değer.
-
[-e, nesnesiz]
Karşılık olmak
- Evet, onun için her şeyi feda etmeye değer.
-
[-e, nesnesiz]
Zevk veren şeyler hoşa gitmek
- Bu kahve değdi doğrusu.
-
[-e, nesnesiz]
Beğenilen bir durum taşımak
- Babaannem özel bir kadındı. Anlatılmaya değer.
-
[-e, nesnesiz]
Denk olmak
- Bütün dünyaya değer gözlerin.