demir
Dil: Türkçe
-
[isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik]
Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
- Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular.
-
[isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik]
Bu elementten yapılmış
- Koca Kastamonu şehrindeki kapı pencere demirleri söküldü, biliyorsun.
-
[isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik]
Bu elementten yapılmış parça
- O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu.
-
[isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik]
Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
- Geçen gün dibi görünen denizlerin birinde kocaman bir çıpa bulduk. Güngörmüş bir sandal demiri.
- [isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik] Güçlü, kuvvetli, sert
- [isim, kimya, sıfat, sıfat, mecaz, denizcilik] çıpa