derece
Dil: Arapça derece
-
[isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor]
aşama
- Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı.
-
[isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor]
kadar
- Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti.
-
[isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor]
Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
- Sıcakölçerin dereceleri.
-
[isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor]
ateşölçer
- Hastaların ateşini ölçen aletle, dereceyle ancak asker ocağında karşılaşabilirdi.
-
[isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor]
Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
- Dik açılar doksan derecedir.
- [isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor] Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
- [isim, edat, fizik, fizik, kimya, matematik, spor] Başarı gösterme