derinleşmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Derin duruma gelmek
- Akşamları derinleşen duygularım vakarlı ve içli lisanıyla konuşmaya başlardı.
-
[nesnesiz, mecaz]
Ses kaynağı uzaklaşarak az duyulur duruma gelmek
- Şimdi uzaklaşan yörük hayvanlarının derinleşen çıngırak seslerini işitiyor.
- [nesnesiz, mecaz] Bir konuda köklü, sağlam bilgi edinmek, bilgisini genişletmek