devretmek
Dil: Arapça devr + Türkçe etmek
-
[nesnesiz, hukuk, -i, -i, eskimiş]
Dönmek, dolaşmak
- Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum.
-
[nesnesiz, hukuk, -i, -i, eskimiş]
Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek
- Kıran kırana bir güreş bitmiş, Büyük Millet Meclisi, Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmiştir.
-
[nesnesiz, hukuk, -i, -i, eskimiş]
Bir şeyi aktarmak
- Tarih kitabını üç kez devrettim.
- [nesnesiz, hukuk, -i, -i, eskimiş] Baştan sona değin okumak, bitirmek