dinmek
Dil: Türkçe
-
[nesnesiz, mecaz]
Sona ermek, bitmek, durmak
- Gözyaşlarım dindi, ferahladım, eski hayatıma kavuştum.
-
[nesnesiz, mecaz]
Kar ve yağmurun yağması, rüzgârın esmesi kesilmek veya durmak
- Dinmiş lodosların uğultusu içinde / İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
-
[nesnesiz, mecaz]
Yara iyileşmek
- Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram