dip bucak
Dil: Türkçe
-
[zarf, isim, isim]
Ayrıntılı bir biçimde
- Lakin makam odası her sabah dip bucak temizlenir, bu bakımdan.
-
[zarf, isim, isim]
Ulaşılabilir her taraf
- Anadolu’yu dolaştığınızda ya da dip bucağı karıştırdığınızda bunların çok alengirli örneklerine rastlarsınız.
-
[zarf, isim, isim]
Ev içerisinde ulaşılması zor köşe
- Kitap, dergi, gazete destelerinden ve dip bucaktan gelen o tanıdık küf kokusuna bir süre sonra alıştım.