dövmek
Dil: Türkçe
-
[-i, -de, nesnesiz]
Tokat, yumruk, tekme vurarak canını acıtmak; benzetmek, girişmek, hırpalamak, pataklamak, silkelemek, sopalamak, ufalamak
- Harp Divanına vermeden önce şurada kemiklerini kırıncaya kadar bir dövsem!
-
[-i, -de, nesnesiz]
Çamaşır, halı vb.ni tokaç, sopa gibi şeylerle vurarak temizlemek
- Döveçte karabiber dövmek.
-
[-i, -de, nesnesiz]
Bir şeyi toz durumuna getirmek için ezmek
- Demiri tavında dövmeli.
-
[-i, -de, nesnesiz]
çırpmak
- Gemi kaleyi dövdü.
-
[-i, -de, nesnesiz]
Ateşte ısıtılarak yumuşatılmış bir madeni, vurarak istenilen biçime getirmek
- Ayakları ile suyu dövüp ürküttüğü balığı gagası ile havalandıran beyaz pelikan.
- [-i, -de, nesnesiz] Topa tutmak
- [-i, -de, nesnesiz] Çarpmak, sertçe dokunmak
- [-i, -de, nesnesiz] Davul vb.ni çalmak, vurmak